Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde Çin’e karşı başlatılan ticaret savaşlarının, sonraki Başkan Joe Biden yönetiminde sürdürülmesi aynı nedenlere dayanıyor. Türkiye ise pandemi sonrasında Çin’in geriye çekildiği bazı alanlarda alternatif bir ülke olarak ortaya çıktı. Coğrafi konumu, altyapı yatırımları, lojistik faaliyetleri ve üretim gücüyle öne çıkan ülkelerden biri oldu. Hatta Türkiye, Kovid-19 sonrası sıkça dile getirilen ve Batılı şirketlerin yöneldiği alternatif pazarlardan biri olarak işaret edildi. Şimdi ise, ihracatçılar başta olmak üzere farklı sektör temsilcileri Çin ürünlerinin yeniden dünya pazarlarını ele geçirmeye başladığı döneme karşı uyarıyor.
Önümüzdeki yıllarda global ekonomideki toparlanmaya bağlı olarak, Çin’in gücünü artıracağı ve pandemi sonrası elde ettiğimiz bazı kazanımların kaybedilebileceğine vurgu yapılıyor. Öte yandan, Türkiye’nin yıllardır bu ülkeye karşı verdiği dış ticaret açığı da önemli bir başlık olarak görülüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ülkemiz, geçen senenin dış ticaretinde en büyük açığı 43 milyar dolarla Çin’e karşı verdi. 2023’te 43 milyar dolar civarında ithalat ve 3,3 milyar dolarlık ihracat yaptık. Hal böyle olunca, hem genel ticaret dengesi hem de yerli üreticinin korunması adına Uzak Doğu’dan gelen ürünlere karşı özel önlemlerin gündeme alınması talep ediliyor. En çok ithalat yaptığımız Çin, Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında ilk 20’de bile yer almıyor. Çin ile ikili ticarette 10 alıp 1 bir satıyoruz. Son 10 ayda dış ticaret açığımız yüzde 22 azalışla 91,9 milyar dolara geriledi Geçen yıl 105 milyar 997 milyon dolarlık diş ticaret açığı verdik. Bu açığın 41 milyar 680 milyon doları Çin ile ikile ticarette verdiğimiz açık oluşturdu. Toplam açığın yüzde 39,3’ü Çin ile yaptığımız dengesiz ticaretten kaynaklanıyor.
Son dönemde, Çin mallarının üçüncü ülkeler üzerinden Türkiye’ye daha uygun şartlarda veya vergiye tabi olmadan girmesi de gündemdeki yerini koruyor. Yakın coğrafyalardaki ülkelerden yaptığımız ticarette tekstil, plastik, oyuncak ve eş eşyası gibi ürünlerin Türkiye’ye daha uygun fiyatlarla gönderilmesi dış ticaretimiz ve yerli üreticimiz adına ciddi risk oluşturuyor. Çin Türkiye’den ağırlıklı olarak ham madde alıp, bize işlenmiş nihai ürün olarak geri satıyor. Bu gerçeği, iki ülke arasındaki başlıca ürünlerin alım satımı ortaya koyuyor. Türkiye ağırlık olarak Çin’e meyve, hayvansal ve bitkisel yağlar, Antep fıstığı, hububat, un, su ürünleri, süt ürünleri, mermer, metal cevherleri, kurşun, krom, bakır, demir, çinko ve bor cevherleri satıyor. Buna karşın Çin’den ithal ettiğimiz başlıca ürünler ise şöyle: Telefonlar, bilgisayar, kameralar, ses kayıt cihazları, kompresör, elektronik ürünler, tekstil ürünleri, plastik ürünler, otomobil parçaları, mobilya ve makine ile ekipmanları. Özellikle döviz kurunun dengeli seyrettiği ve TL’nin değer kazandığı zamanlarda, ithalatçıların Çin’den yüklü miktarda alım yapması dikkat çekiyor.
Türkiye Çin ile dış ticaretinde net ithalatçı durumda ve ikili ticaretteki orantısızlık hayli büyük. 2014’te Türkiye’nin Çin’e verdiği dış ticaret açığı 22,7 milyar dolar seviyesindeyken 2021 yılında 28,6 milyar dolara seviyesine yükseldi. 2021 yılında Çin’e ihracatımızda 3,7 milyar dolar iken olurken ithalatı 32,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. 2022 verilerine göre; Çin’in toplam ithalatı içinde Türkiye yaklaşık yüzde 0,12 pay alıyor. Türkiye, Çin’in en fazla ithalat yaptığı 61’inci ülke. Çin’in toplam ihracatı içinde ise Türkiye yaklaşık yüzde 1,15 pay alıyor ve Çin’in en fazla ihracat yaptığı 28’inci ülke konumunda. Türkiye, geçen yıl 105 milyar 997 milyon dolarlık diş ticaret açığı verdi. Bu açığın 41 milyar 680 milyon doları Çin ile karşılıklı ticarette verilen açık oluşturdu. Toplam açığın yüzde 39,3’ü Çin ile yapılan dengesiz ticaretten kaynaklanıyor.
Türkiye ile Çin arasındaki ticarete bakarsak, 2022 yılında Çin’in toplam ithalatı içinde Türkiye yaklaşık 3,3 milyar dolar ile yüzde 0,12 pay alıyor. Türkiye, Çin’in en fazla ithalat yaptığı 61. ülke oldu. Çin’in toplam ihracatı içinde ise Türkiye yaklaşık 41,4 milyar dolar ile yüzde 1,15 pay alıyor ve Çin’in en fazla ihracat yaptığı 28. ülke konumunda. 2022 yılında Türkiye, Çin ile dış ticaretinde yaklaşık 38,1 milyar dolar dış ticaret açığı verirken toplam dış ticaret hacmi 44,6 milyar dolara ulaştı. Dış ticaret hacmi dikkate alındığında Çin 2022 yılı itibarıyla Türkiye’nin dünya genelindeki en büyük ikinci ticari ortağı durumunda. Bu veriler Çin’in küresel ekonomi ve ticaret alanındaki önemli etkisini gösterirken, aynı zamanda ülkemiz ile Çin arasındaki ikili ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişime açık potansiyelini de ortaya koyuyor.