New York, Amerika Birleşik Devletleri’nin en kalabalık ve en tanınmış şehirlerinden biri.
Bu ışıltılı şehrin belki de ilk defa duyduğunuz “Büyük Elma” (The Big Apple) lakabıysa aslında dünya çapında tanınıyor. Peki şehir bu lakabı nasıl elde etmiş olabilir?
“Büyük Elma” terimi ilk kez 1920’lerde John J. Fitz Gerald tarafından kullanılıyor.
New York Morning Telegraph gazetesinde çalışan spor yazarı John J. Fitz Gerald, ilk olarak at yarışları ile ilgili yazılarında bu terimi kullanıyor.
Fitz Gerald, New York’ta düzenlenen büyük at yarışlarının ödüllerini “büyük elma” olarak nitelendirerek, aslında şehrin yarış dünyasındaki önemini vurgulamayı amaçlıyor.
Başarılı da oluyor ve bu kullanım, at yarışlarının popülaritesi sayesinde hızla yayılıyor.
Bu terim ilerleyen yıllarda caz müzisyenleri arasında da popüler hâle geliyor ve “Büyük Elma” lakabı şehirle bütünleşmeye başlıyor.
Harlem, 1930’larda caz müziğinin merkezi olarak kabul ediliyordu ve New York’ta sahne almak müzisyenler için büyük bir prestij sayılıyordu.
Caz müzisyenleri, New York’a gitmeyi ve burada çalmayı büyük bir başarı olarak gördükleri için, şehre “Büyük Elma” demeye başladılar.
Bu lakap, müzik dünyasında hızla yayıldı ve şehirle bütünleşti.
1960’ların sonlarına doğruysa, New York’un imajını canlandırmak ve turist çekmek amacıyla “Büyük Elma” terimini benimsedi.
Bu kampanya, New York’un enerjik ve canlı karakterini yansıtarak, şehre olan ilgiyi artırmayı hedefliyordu. Kampanya başarılı oldu ve “Büyük Elma” lakabı, şehrin resmî takma adı haline geldi.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: